WIN VE EARN FARKI – KAZANMAK HER ZAMAN AYNI DEĞİLDİR
Feb 19
İngilizce öğrenirken bazı kelimeler kulağa benzer gelse de anlam ve kullanım açısından oldukça farklıdır. "Win" ve "Earn" da bu kelimelerden ikisidir. Türkçeye her ikisi de genellikle "kazanmak" olarak çevrilse de, aslında oldukça farklı durumları ifade ederler.
Bu yazıda, "win" ve "earn" kelimelerinin ne anlama geldiğini, hangi durumlarda kullanıldığını, örneklerle ve tablolarla sade bir dille açıklayacağız. İngilizce kelime bilginizi güçlendirmek ve doğru ifadeler kullanmak için bu farkları öğrenmek çok önemlidir.
Write your awesome label here.
1. Win ve Earn Ne Demek?
Win Nedir?
"Win", bir yarış, oyun, çekiliş, ödül ya da mücadele gibi bir durumda başarılı olup kazanmak anlamına gelir. Genellikle bir rekabet sonucu elde edilen başarıyı ifade eder.
Örnekler:
She won the race.
They won the game.
He won a prize.
Earn Nedir?
"Earn", bir şeyi çaba, emek, çalışma ya da hak etme yoluyla kazanmak anlamına gelir. Genellikle maaş, itibar, saygı ya da güven gibi şeyler için kullanılır.
Örnekler:
He earns $3000 a month.
She earned their respect.
You have to earn trust.
Temel Farklar – Tablolu Anlatım
Özellik | Win | Earn |
Anlam | Yarış, oyun, şans sonucu kazanmak | Çalışarak, hak ederek kazanmak |
Kullanım Alanı | Ödül, oyun, yarış, çekiliş | Para, maaş, itibar, güven, deneyim |
Zaman ve Emek | Kısa sürede olabilir, şansa bağlı | Süreç gerektirir, çaba ve emek içerir |
Örnek Cümle | I won the lottery. | I earned my degree after 4 years of study. |
Win Nasıl Kullanılır?
Win" genellikle bir mücadeleyi veya rekabeti kazanmak anlamında kullanılır.
Win + something:
win a prize
win a medal
win a competition
win the lottery
win a match
Örnek Cümleler:
Our team won the championship.
He won first place in the contest.
I can't believe I won the raffle!
Dikkat:
"Win" kelimesiyle genellikle şans ya da rekabet vurgusu yapılır. Kazanmak için illa çok çalışmanız gerekmez, bazen sadece şanslı olmanız yeterlidir.
Earn Nasıl Kullanılır?
"Earn" kelimesi, hak etmek, çalışarak elde etmek anlamına gelir. Genellikle somut ya da soyut bir şeyi kazanmak için uzun vadeli emek gerekir.
Earn + something:
earn money
earn a living
earn respect
earn someone's trust
earn a promotion
Örnek Cümleler:
She earns a good salary.
You need to earn their respect.
He earned a promotion through hard work.
Dikkat:
"Earn" kullanımı, bir çaba ya da hak etme süreci içerir. Bu yönüyle “win” kelimesinden farklıdır.
Win ve Earn: Yan Yana Karşılaştırma
Cümle | Anlam |
She won a scholarship. | Bir yarışmaya ya da seçmeye girip kazandı. |
She earned a scholarship. | Notları ya da başarıları sayesinde hak etti. |
| He won the money. | Yarışma ya da piyangodan aldı. |
| He earned the money. | Çalışarak kazandı. |
Yaygın Hatalar ve Doğruları
Yanlış Kullanım | Doğru Kullanım |
He won a salary. | He earned a salary |
I earned the football match. | I won the football match. |
She won his respect. | She earned his respect. |
Win ve Earn ile Sık Kullanılan Kalıplar
Win ile Kalıplar
win a prize
win a game/match
win a medal
win an election
win the lottery
Earn ile Kalıplar
earn money
earn a salary
earn respect/trust
earn a reputation
earn a degree
Bu kalıpları günlük konuşmalarda ve sınavlarda sıkça görebilirsiniz. Ezberlemeniz, kullanım alışkanlığınızı artırır.
Sonuç: Win ve Earn Arasındaki Farkı Unutma!
"Win" ve "Earn", Türkçede aynı kelimeyle çevriliyor olsa da İngilizce’de farklı şeyleri ifade eder:
Win → Rekabet, yarışma, şans sonucu elde edilen başarı
Earn → Emek, çalışma, zaman harcama sonucu hak edilen kazanç
Doğru fiili doğru yerde kullanmak, İngilizce seviyeni bir adım ileri taşıyacak. Artık sen de bu iki kelimenin farkını net olarak biliyorsun!
Mini Alıştırma
Aşağıdaki cümlelerde boşluğa “win” veya “earn” getirin:
- He worked hard to ___ his boss’s trust.
- I can’t believe I ___ the lottery!
- She ___ a lot of money from her new job.
- They ___ the final match last night.
- You have to ___ your place in the team.
Nerden Çıktı Bu Lemon Academy?
Yeni gelmedik, geri de gelmedik, biz hep buradaydık! Kader bizi bugün buluşturdu. Ama bunun bir sebebi var: Seni KONUŞTURANA kadar burada olacağız.
İngilizce konuşma problemi 30 günde çözülüyor.