“Will Have To” ve “Be Going to Have To” – Gelecekte Zorunluluk Yapısı

Dec 19
Merhaba arkadaşlar! Bugün İngilizce öğrenme maceramızda sıkça karşımıza çıkan, ama bazen kafa karıştıran iki önemli yapıyı ele alacağız: "will have to" ve "be going to have to". Gelecekte yapmamız gereken zorunlulukları ifade ederken hangisini ne zaman kullanacağımızı, aralarındaki farkları ve örneklerle pekiştirmeyi hedefliyoruz. Hazırsanız, geleceğin zorunluluklarına dalalım!

"Have To" Yapısı ve Temelleri

Öncelikle, "will have to" ve "be going to have to" yapılarına geçmeden önce, temel taşımız olan "have to" yapısını bir hatırlayalım. "Have to", İngilizcede bir zorunluluğu, mecburiyeti veya gerekliliği ifade etmek için kullandığımız bir yapıdır. Genellikle dış etkenlerden kaynaklanan zorunlulukları belirtir.

Örnekler:

  • I have to wake up early tomorrow. (Yarın erken kalkmak zorundayım.) - Dış bir etken (iş, okul vb.) nedeniyle. 
  • She has to finish her homework. (Ödevini bitirmek zorunda.) - Öğretmeninin verdiği bir zorunluluk. 

Peki, bu yapı geleceğe nasıl taşınıyor? İşte tam da bu noktada "will have to" ve "be going to have to" devreye giriyor!

"Will Have To": Gelecekteki Genel Zorunluluklar

"Will have to" yapısı, gelecekte ortaya çıkacak genel zorunlulukları veya kesinleşmemiş mecburiyetleri ifade etmek için kullanılır. Genellikle daha belirsiz veya öngörülemeyen durumlar için tercih edilir. Türkçeye "yapmak zorunda kalacağım/olacağım" şeklinde çevrilebilir.

Ne Zaman Kullanılır?

  • Gelecekteki Genel Zorunluluklar:
  • Henüz kesinleşmemiş, ancak gelecekte yapılması muhtemel olan şeyleri ifade eder. 
  • We will have to work harder next year. (Gelecek yıl daha sıkı çalışmak zorunda kalacağız.) - Genel bir öngörü. 

  • Ani Kararlar veya Belirsiz Durumlar:
  • Konuşma anında verilen ani kararlar veya gelecekte ne olacağı tam olarak belli olmayan durumlar için kullanılır. 
  • Oh, no! I forgot my keys. I will have to go back home. (Eyvah! Anahtarlarımı unuttum. Eve geri dönmek zorunda kalacağım.) - Ani bir karar. 

  • Tahminler ve Varsayımlar:
  • Gelecekteki zorunluluklarla ilgili tahminlerde bulunurken de kullanılabilir. 
  • If the economy gets worse, many companies will have to lay off employees. (Ekonomi kötüleşirse, birçok şirket çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kalacak.) - Bir tahmin. 

"Be Going To Have To": Gelecekteki Planlı veya Kesinleşmiş Zorunluluklar

"Be going to have to" yapısı ise, gelecekteki planlanmış, önceden kararlaştırılmış veya kesinleşmiş zorunlulukları ifade etmek için kullanılır. "Will have to"ya göre daha somut ve belirli durumları anlatır. Türkçeye yine "yapmak zorunda kalacağım/olacağım" şeklinde çevrilse de, arkasında bir niyet veya plan vardır.

Ne Zaman Kullanılır?

  • Önceden Planlanmış Zorunluluklar: Önceden alınmış kararlar veya yapılması planlanan şeyler sonucunda ortaya çıkan zorunluluklar için kullanılır. 
  • We are moving next month, so we are going to have to pack all our belongings. (Gelecek ay taşınıyoruz, bu yüzden tüm eşyalarımızı toplamak zorunda kalacağız.) - Taşınma planı nedeniyle oluşan zorunluluk. 

  • Kanıtlara Dayalı Zorunluluklar: Mevcut kanıtlar veya belirtiler sonucunda gelecekte bir şeyin kesinlikle olması gerektiği durumlarda kullanılır. 
  • Look at the dark clouds; it is going to have to rain soon, so we should take an umbrella. (Şu koyu bulutlara bak; yakında yağmur yağmak zorunda kalacak, bu yüzden şemsiye almalıyız.) - Bulutlar, yağmurun kesin geleceğinin kanıtı. 

  • Kesinleşmiş Durumlar: Gelecekteki bir durumun kesin olduğu ve bu durumun bir zorunluluk getirdiği zamanlar. 
  • The deadline is tomorrow, so I am going to have to work late tonight. (Son teslim tarihi yarın, bu yüzden bu gece geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalacağım.) - Kesinleşmiş bir durum (son teslim tarihi). 

Örnek Cümleler:
  • My passport expires next month, so I am going to have to renew it soon. (Pasaportum gelecek ay bitiyor, bu yüzden yakında yenilemek zorunda kalacağım.) 
  • The concert tickets are almost sold out, so we are going to have to buy them today. (Konser biletleri neredeyse tükendi, bu yüzden onları bugün almak zorunda kalacağız.) 
  • He didn't study enough, so he is going to have to repeat the course next semester. (Yeterince ders çalışmadı, bu yüzden gelecek dönem dersi tekrarlamak zorunda kalacak.) 

"Will Have To" ve "Be Going to Have To" Arasındaki Temel Farklar

Şimdi gelelim can alıcı noktaya: Bu iki yapı arasındaki farklar neler? İşte size net bir karşılaştırma tablosu:
Özellik Will Have To Be Going To Have To
Kullanım  Genel, belirsiz zorunluluklar, ani kararlar, tahminler.  Planlanmış, kesinleşmiş zorunluluklar, kanıtlara dayalı durumlar.
Kesinlik  Daha az kesin, öngörülemeyen durumlar.  Daha kesin, somut ve planlanmış durumlar.
Niyet/Plan  Arkasında bir niyet veya plan olmayabilir, anlık gelişebilir.  Arkasında bir niyet, plan veya mevcut bir durum vardır.
Odak  Gelecekte ne olabileceği.  Mevcut duruma göre gelecekte ne yapılması gerektiği.
Türkçe Anlam  "Yapmak zorunda kalacağım/olacağım" (genel).  "Yapmak zorunda kalacağım/olacağım" (planlı/kesin).

Durumsal Karşılaştırmalar:
  • Senaryo 1: Ani bir durum 
  • Oh no, I locked myself out! I will have to call a locksmith. (Eyvah, kendimi dışarıda kilitledim! Bir çilingir çağırmak zorunda kalacağım.) - Anlık, planlanmamış bir zorunluluk. 
  • My flight is tomorrow morning. I am going to have to wake up at 4 AM. (Uçuşum yarın sabah. Sabah 4'te kalkmak zorunda kalacağım.) - Önceden planlanmış bir olaydan kaynaklanan kesin zorunluluk. 

  • Senaryo 2: Genel bir tahmin vs. belirli bir durum 
  • Eventually, everyone will have to face their fears. (Eninde sonunda herkes korkularıyla yüzleşmek zorunda kalacak.) - Genel bir yaşam gerçeği, bir tahmin. 
  • My computer is constantly crashing. I am going to have to buy a new one soon. (Bilgisayarım sürekli çöküyor. Yakında yeni bir tane almak zorunda kalacağım.) - Mevcut bir soruna dayalı kesinleşmiş bir zorunluluk. 

Sık Yapılan Hatalar ve İpuçları

  • "Will have to" yerine "must" kullanmak: "Must" genellikle kişisel zorunluluklar veya kuvvetli tavsiyeler için kullanılırken, "will have to" dış etkenlerden kaynaklanan zorunlulukları ifade eder. Gelecekteki zorunluluklar için "must" kullanılamaz (örn. "I must go tomorrow" yerine "I will have to go tomorrow" denmelidir). 

  • "Have to" yerine "has to" karıştırmak: Unutmayın, "have to" yapısı, gelecek zaman yardımcı fiili olan "will" veya "be going to" ile birleştiğinde daima "have to" olarak kalır. "Will has to" veya "is going to has to" gibi kullanımlar yanlıştır. 

  • Aşırı Düşünmek: Bazen ikisi de kulağa doğru gelebilir. Unutmayın, "be going to have to" daha planlı ve kesin durumlar için tercih edilirken, "will have to" daha genel ve ani durumlar için kullanılır. Çok emin değilseniz, "will have to" genellikle daha güvenli bir seçenektir çünkü daha genel bir anlam taşır.

Sonuç: Gelecekteki Zorunluluklara Hazır Olun!

Gördüğünüz gibi, "will have to" ve "be going to have to" arasındaki farklar incelikli olsa da, doğru bağlamda kullanıldığında İngilizcenizi çok daha akıcı ve doğru hale getirebilirsiniz. Unutmayın, dil öğrenmek bir maraton, sprint değil! Bol bol pratik yaparak ve örnek cümleler kurarak bu yapıları içselleştirebilirsiniz.

Umarız bu blog yazısı, gelecekteki zorunlulukları ifade etme konusunda size yardımcı olmuştur.