“CAN” VE “BE ABLE TO” – YETERLİLİK VE KOŞULLU KULLANIMLAR

Jul 8




Yeterlilik ve olasılık ifade etmek için kullandığımız "can" ve "be able to" kalıpları, İngilizce öğrenenlerin sıkça karıştırdığı konulardan biridir. Ancak endişelenmeyin! Bu blog yazısında, bu iki yapıyı tüm incelikleriyle ele alacak, aralarındaki farkları basit ve anlaşılır bir dille açıklayacağız. Hazırsanız, "can" ve "be able to" dünyasına dalalım ve İngilizcenizi bir üst seviyeye taşıyalım!

İngilizcede bir şeyi yapabilme yeteneğimizi veya bir durumun mümkün olup olmadığını ifade etmek için genellikle "can" ve "be able to" yapılarını kullanırız. Ancak bu iki yapının bazı ince farkları bulunur ve doğru bağlamda kullanmak, mesajınızı daha net iletmenizi sağlar. Hadi gelin, bu iki yapının derinliklerine inelim.

"Can": Genel Yeterlilik ve İzin

"Can", İngilizcenin en yaygın modal fiillerinden biridir ve genellikle genel yetenekleri veya izinleri ifade etmek için kullanılır.

"Can" Kullanım Alanları:

  • Genel Yetenek (Ability): Bir şeyi yapabilme kapasitemizi ifade ederken kullanırız.
  • Örnek: I can speak three languages. (Üç dil konuşabiliyorum.)
  • Örnek: She can play the piano very well. (Çok iyi piyano çalabiliyor.)

  • İzin (Permission): Birinden izin isterken veya izin verirken kullanılır.
  • Örnek: Can I use your pen? (Kalemini kullanabilir miyim?)
  • Örnek: You can leave now. (Şimdi gidebilirsin.)

  • Olasılık (Possibility): Bir şeyin mümkün olduğunu ifade ederken kullanılır, genellikle olumsuz cümlelerde.
  • Örnek: It can be very cold in winter here. (Burada kışın çok soğuk olabilir.)
  • Örnek: That can't be true. (Bu doğru olamaz.)

  • Rica (Request): Birinden bir şey yapmasını rica ederken kullanılır.
  • Örnek: Can you help me with this box? (Bu kutuyu taşımama yardım edebilir misin?)

"Can" Yapısı:
"Can" yapısı oldukça basittir: Özne + can + fiilin yalın hali.
  • Olumlu: I can swim.
  • Olumsuz: I cannot (can't) swim.
  • Soru: Can you swim?

"Be Able To": Esneklik ve Belirli Durumlar

"Be able to" kalıbı, "can" ile benzer bir anlama sahip olsa da, özellikle belirli zamanlarda veya daha koşullu durumlarda yetenek ifade etmek için kullanılır. "Be able to" kalıbı, farklı zaman kipleriyle (geçmiş, gelecek vb.) birlikte kullanılabildiği için daha esnek bir yapı sunar.

"Be Able To" Kullanım Alanları:

  • Belirli Durumlarda Yetenek (Specific Ability): Özellikle tek bir seferde gerçekleştirilen veya belirli bir engelin aşılmasıyla kazanılan yetenekleri ifade ederken kullanılır.
  • Örnek: After hours of trying, I was finally able to open the jar. (Saatler süren denemeden sonra sonunda kavanozu açabildim.)
  • Örnek: Thanks to the new treatment, he will be able to walk again soon. (Yeni tedavi sayesinde yakında tekrar yürüyebilecek.)

  • Geçmişte Başarı (Past Achievement): Geçmişte belirli bir zamanda bir şeyi başarıyla yapabildiğimizi belirtirken kullanılır.
  • Örnek: Despite the heavy rain, we were able to reach the summit. (Yoğun yağmura rağmen zirveye ulaşabildik.)

  • Gelecekteki Yetenek (Future Ability): Gelecekte bir yeteneğe sahip olacağımızı veya bir şeyi yapabileceğimizi ifade ederken kullanılır.
  • Örnek: Once I finish this course, I will be able to apply for better jobs. (Bu kursu bitirdikten sonra daha iyi işlere başvurabileceğim.)

  • Tüm Zaman Kipleriyle Kullanım: "Can" sadece şimdiki zaman ve geçmiş zaman (could) için kullanılırken, "be able to" hemen hemen tüm zaman kipleriyle kullanılabilir.

"Be Able To" Yapısı:
"Be able to" kalıbı, "to be" fiilinin ilgili zaman kipine göre çekimlenmesiyle oluşur: Özne + to be (çekimlenmiş hali) + able to + fiilin yalın hali.

Zaman KipiOlumlu CümleOlumsuz CümleSoru Cümlesi
Simple PresentI am able to lift heavy weights.I am not able to lift heavy weights.Are you able to lift heavy weights?
Simple PastShe was able to solve the problem.She was not able to solve the problem.Was she able to solve the problem?
Simple FutureThey will be able to travel next year.They will not be able to travel.Will they be able to travel?
Present PerfectWe have been able to finish on time.We haven't been able to finish on time.Have we been able to finish on time?

"Can" ve "Be Able To" Arasındaki Temel Farklar: Bir Bakışta

Aşağıdaki tablo, "can" ve "be able to" arasındaki temel farkları özetlemektedir:

Özellik"Can""Be Able To"
Kullanım AmacıGenel yetenek, izin, olasılık, ricaBelirli durumlarda yetenek, başarı, esneklik
Zaman KipleriŞimdiki ve geçmiş zaman (could) ile sınırlıTüm zaman kipleriyle kullanılabilir
YapıModal fiil (özne + can + fiil)"To be" fiili çekimi (özne + to be + able to + fiil)
EsneklikDaha az esnekDaha esnek, farklı kiplerle uyumlu
ResmiyetDaha az resmiBiraz daha resmi olabili

Ne Zaman Hangisini Kullanmalıyım? Pratik İpuçları!

Şimdi geldik en can alıcı noktaya: Hangi durumda hangisini tercih etmeliyim?
  • Genel Yeteneklerden Bahsederken: Eğer bir kişinin
    genel bir yeteneğinden bahsediyorsanız (örneğin, "iyi koşabiliyor," "piyano çalabiliyor"), "can" kullanmak genellikle daha doğaldır.
  • Yanlış: I am able to play the guitar.
  • Doğru: I can play the guitar.

  • Belirli Bir Başarıdan Bahsederken: Eğer geçmişte zorlu bir durumun üstesinden gelerek bir şeyi başarıyla yaptığınızı belirtiyorsanız, "be able to" kalıbı daha uygun olur.
  • Yanlış: I could pass the exam after studying all night.
  • Doğru: I was able to pass the exam after studying all night. (Tüm gece çalıştıktan sonra sınavı geçebildim.)

  • Gelecekteki Yeteneklerden Bahsederken: Gelecekte bir şeyi yapabilme yeteneğinizi veya bir durumun mümkün olacağını ifade ederken "will be able to" kullanmak zorunludur, çünkü "can"in gelecek zaman hali yoktur.
  • Yanlış: I can visit you tomorrow.
  • Doğru: I will be able to visit you tomorrow. (Yarın seni ziyaret edebileceğim.)

  • Diğer Modal Fiillerle Kullanım: "Can" bir modal fiil olduğu için başka bir modal fiille (örneğin, "must," "should") birlikte kullanılamaz. Bu durumlarda "be able to" devreye girer.
  • Yanlış: You must can swim.
  • Doğru: You must be able to swim to join the team. (Takıma katılmak için yüzebilmelisin.)

  • İzin ve Rica: Günlük dilde izin isterken veya rica ederken "can" tercih edilir. Ancak çok daha resmi durumlarda "May I..." kalıbı da kullanılabilir.

Örnek Cümleler ve Açıklamaları

İşte "can" ve "be able to" kullanımlarına dair daha fazla örnek:

  • Can:
  • The baby can walk now. (Bebek şimdi yürüyebiliyor.) - Genel yetenek
  • We can see the stars clearly tonight. (Bu gece yıldızları net görebiliyoruz.) - Olasılık
  • Can you hear me? (Beni duyabiliyor musun?) - Rica
  • I can't believe he said that! (Bunu söylediğine inanamıyorum!) - İnanamama durumu

  • Be Able To:
  • After the surgery, he was able to move his arm again. (Ameliyattan sonra kolunu tekrar hareket ettirebildi.) - Belirli bir başarı
  • If you practice daily, you will be able to play the guitar very well. (Her gün pratik yaparsan, çok iyi gitar çalabileceksin.) - Gelecekteki yetenek
  • She has been able to manage her time effectively since she started using an agenda. (Ajanda kullanmaya başladığından beri zamanını etkili yönetebiliyor.) - Şu ana kadar devam eden yetenek
  • I hope I will be able to help you with your project. (Umarım projenizde size yardımcı olabileceğim.) - Gelecek beklentisi

Sık Yapılan Hatalar ve Kaçınılması Gerekenler

  • "Can" ve "Could" Yerine "Was/Were able to" Kullanımı: Geçmişteki genel bir yetenek için "could" kullanılırken, belirli bir zamanda bir şeyi başarıyla yaptığımızı belirtmek için "was/were able to" kullanmak gerekir.
  • Yanlış: I could run a marathon when I was young. (Doğru, ama "be able to" burada daha spesifik bir başarıyı vurgulamaz.)
  • Doğru: I could run very fast when I was young. (Genel yetenek)
  • Doğru: Despite the flat tire, we were able to make it to the concert on time. (Belirli bir başarı)

  • "Will can" Yerine "Will be able to" Kullanımı: İngilizcede "will can" diye bir yapı yoktur. Gelecekteki yetenekler için her zaman "will be able to" kullanmalısınız.
  • Yanlış: I will can speak Japanese next year.
  • Doğru: I will be able to speak Japanese next year.

  • İki Modal Fiili Bir Arada Kullanma: "Must can," "should can" gibi kullanımlar yanlıştır.
  • Yanlış: You must can pass the exam.
  • Doğru: You must be able to pass the exam.

Sonuç

Umarım bu detaylı rehber, "can" ve "be able to" arasındaki farkları anlamanıza yardımcı olmuştur. Unutmayın, pratik yapmak mükemmelleştirir! Bol bol örnek cümle kurarak ve farklı durumlarda kullanarak bu yapıları içselleştirebilirsiniz.

Artık İngilizce yeteneklerinizi ve olasılıkları ifade ederken çok daha kendinize güvenli olacaksınız!